Karşılaştırmalı seçim kampanyaları üzerinde çalışan Dr. Gülfem Saydan Sanver, İtalya’daki seçim sonuçlarını, Avrupa’daki “faşizm dalgasını” ve Türkiye’deki seçim ittifakı tartışmalarını bianet’e yorumladı.
İtalya’da 4 Mart Pazar günü yapılan genel seçime ittifak olarak sağ partiler yüzde 37 ile en fazla oyu aldı. Popülist 5 Yıldız Hareketi ise yüzde 32 ile tek başına en çok oyu alan parti oldu. Merkez-sol ittifak yüzde 22’de kalırken, seçimlerde radikal sağcı, göç, Avrupa Birliği (AB) karşıtı siyasi hareketlerin güç kazandı.
Siyasal iletişim uzmanı Dr. Gülfem Saydan Sanver, “Kızgın seçmen’ olarak tanımladığımız bu seçmen grubu kendini ‘Sistem Dışı’ olarak tanımlayan adaylara/partilere yönleniyor. Popülist partiler kızgın seçmenin umutsuzluğuna seslenebiliyorlar” derken, Türkiye’deki seçim ittifakı formülünü de bianet’e yorumladı.
İtalya seçimlerinde AB’ye şüpheyle yaklaşan popülist ve aşırı sağcıların oy toplamı yüzde 50’yi geçti. Öncelikle bu sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bildiğiniz gibi İtalya, Avrupa Birliği’nin kurucu üyelerinden fakat son yıllarda ciddi ekonomik, sosyal ve siyasi krizler yaşayan bir ülke. Bu krizlerin en büyüğü hiç şüphe yok ki ekonomik. Euro bölgesi içinde en düşük büyüme oranına sahip ülke.
İşsizlik ortalaması AB’de yüzde 7,3 iken bu oran İtalya’da yüzde 10.8’e çıkıyor. 25 yaş altı işsizlik ise yüzde 32’lere kadar yükselerek AB’nin en yüksek ikinci işsizlik oranına sahip.
Kamu borcu açısından bakacak olursak Euro bölgesinde Yunanistan sonra en çok kamu borcu bulunan ülke. Diğer yandan ciddi göçmen krizi yaşıyor. Kuzey Afrika’dan gelen göçmenlere karşı oluşan ciddi bir rahatsızlık var.
Siyasi olarak son dönemlerle büyük bir istikrarsızlık yaşadı. Ekonomik kriz sosyal krizlerle birleştiği zaman son dönem seçmenlerde yaygın halde görülen siyasi kurumlara karşı şüphecilik başlıyor. Kendilerini var olan düzenin bir parçası görmeyen hatta kendini sitemden dışlanmış hisseden seçmen kızgınlık duyuyor.
“Kızgın seçmen” olarak tanımladığımız bu seçmen grubu kendini “Sistem Dışı” olarak tanımlayan adaylara/partilere yönleniyor. Popülist partiler kızgın seçmenin umutsuzluğuna seslenebiliyorlar. Sistem partilerine göre verdikleri vaatlerin gerçekleşme imkânı daha zor olsa hatta olmasa bile bu vaatlerle gündem yaratmayı başarıyor ve seçmenin ilgisini çekiyorlar.
Senelerdir sistem partileriyle sorunlarına çözüm bulamamış seçmenler de bu yeni söylemleri değişik buluyor ve oy veriyor. İtalya’da da bunu gördüğümüzü düşünüyorum.
Röportajın devamını okumak için: Popülist Partiler Kızgın Seçmenin Umutsuzluğuna Seslenebiliyor